Nirnaeth Arnoediad

Nirnaeth Arnoediad

Beşinci Beleriand savaşı. Sayısız Gözyaşı Savaşı anlamına gelir

O günlerde Fëanor’un oğlu Maedhros, birleşmedikleri ve ortak bir divan ve yeni bir ittifak kurmadıkları takdirde Morgoth’un hepsini teker teker yok edebileceğini düşündü; bu yüzden, Eldar’ın talihini çevirmek için Maedhros’un Birliği olarak anılan tavsiyeleri bildirmeye başladı.

Ancak, Fëanor’un yemini ve yaptığı kötü işler Maedhros’un tasarılarına zarar verdi; ihtiyacından daha zayıf bir yardıma ulaşabildi. Celegorm ve Curufin’in yaptıkları yüzünden Orodreth, Fëanor’un oğullarının hiçbirinin sözüne uyup harekete geçmeye niyetli değildi; Nargothrond Elfleri ise hala gizli kapaklı bir şekilde muhafaza ettikleri kalelerini savunacaklarını düşünüp buna bel bağlıyorlardı. Oradan yalnızca küçük bir grup Orodreth’e karşı gelip, yiğit prens Gwindor Guilin’in peşi sıra kuzey savaşına katılmaya geldi; Gwindor savaşa katılma niyetinin ardında, Dagor Bragollach muharebesinde can veren kardeşi Gelmir’in acısı yatıyordu.Fingolfin’in nişanını alarak Fingon’un sancağının altında yürüdüler.

Cüceler hem silahlı birlikler, hem de büyük silah mühimmatı hususunda Maedhros’a destek verdi; Nogrod ve Belegost demircileri o günlerde canla başla çalıştılar. Maedhros tüm kardeşlerini ve peşlerinden gelecek halkı bir araya topladı; Bór ve Ulfanglı insanlara savaş talimi yaptırıldı ve doğuda yaşayan akrabalarınıda yanlarına çağırdılar. Bunun yanında daima Maedhros’a dostluk etmiş olan Fingon batıda Himring ile bazı önlemler aldı ve Noldor ile Hador hanedanına mensup insanlar Hithlum’da teyakkuza geçtiler. Brethil ormanında, Haleth halkının efendisi Halmir adamlarını topladı ve baltalarını bilediler, ama Halmir daha savaş başlamadan ölüp gitti, yerine oğlu Haldir geçti. Ve haberler Gondolin’e, Saklı Kral Turgon’a da ulaştı.

Ama Maedhros, planları daha olgunluğa erişmemişken gücünü denemeye kalktı ve Orkları Beleriand’ın kuzeyinden bütünüyle çıkarıp, hatta bir süre için Dorthonion’u özgür kılmalarına rağmen, neticede Morgoth’un Eldar ile Elf dostlarının ayaklanmasından haberdar olmasına ve onlara karşı tedbir almasına yol açtılar. Aralarına pek çok casus ve hain saldı, artık bunu daha rahat yapabilir durumdaydı, ne de olsa onunla gizlice ittifak yapan sadakatsiz İnsanlar şimdi Fëanor’un oğullarının sırlarına çok yakındaydılar.

Sonunda Maedhros, Elflerden, İnsanlardan ve Cücelerden toplayabildiği bütün gücü bir araya getirip Angband’a doğudan ve batından saldırma kararı aldı ve Anfauglith üzerinden sancaklarla güç gösterisi yaparak yürümeye niyetlendi. Ama umduğu gibi Morgoth’un ordusunu dışarı çektiğinde, Fingon,Hithlum geçitlerinden fırlayacaktı; işte böylece Morgoth’un kudretini çekiç ile örs arasına alır gibi parçalayıp dağıtmayı düşündüler.Bu tasarının işareti ise, Dorthonion’da yakılacak koskocaman bir ateşti.

Kararlaştırılan yaz ortası gününde, Eldar boruları güneşin yükselişini selamladı ve doğuda Fëanor oğullarının, batıda ise Noldor’un Yüce Kralı Fingon’un sancakları yükseldi. Sonra Fingon Eithel Sirion’un duvarlarından uzaklara baktı ve ordusu, düşmanın görüş alanına hiç girmeksizin, vadilere ve Ered Wethrin’in doğusunda bulunan ormanlara sıralandı; Fingon bu kuvvetin ne denli büyük olduğunu biliyordu. Çünkü Hithlum’un bütün Noldor’u,Falas’lı Elfler ve Nargothrond’dan gelen Gwindor’un birliğiyle bir aradaydı ve insanlardan oluşan müthiş birlik de bunların arasındaydı: Sağda bütün yiğitliğiyle Húrin ve kardeşi Huor’un Dor-lómin ve ormanda yaşayan pek çok adamıyla birlikte Brethilli Haldir onlara katılmıştı.

Ardından Fingon Thangorodrim’e doğru baktı; etrafına karanlık bir bulut çökmüştü ve kara bir duman yükseliyordu, böylece Morgoth’un gazabının uyandığını ve meydan okumaları kabul gördüğünü anladı. Fingon’un kalbine bir şüphenin gölgesi düştü ve Maedhros’un ordusunun ayakları altından yükselen Anfauglith tozunu Elf bakışıyla görmeye çalışarak doğuya doğru baktı. Ama lanetlenmiş Uldor’un,Angband’dan bir saldırı geleceğine dair yanlış haberler verip Maedhros’un harekete geçişini engellediğini bilmiyordu.

Ama şimdi, güneyden başlayıp rüzgarla vadiden vadiye taşınan bir çığlık yükseldi ve Elflerle İnsanlar hayret ve sevinçle bağrıştılar. Çünkü çağrılmayan ve gelmesi hiç de beklenmeyen Turgon Gondolin sınırını açmış, parlak zırhları, uzun kılıçları ve bir ormana benzeyen mızrakları ile on bin kişilik ordusunu ardına katmış geliyordu. Bunun üzerine Fingon’un kardeşi Turgon’un büyük borusunun sesini duyar duymaz, içine çöken gölge dağıldı ve içi ferahladı; avazı çıktığı kadar bağırdı”Utúlie’n aurë!Aiya Eldalië ar Atanatári,utúlie’n aurë!İşte o gün geldi!Bakın,Eldarı’ın ve İnsanların atalarının halkı,gün geldi”

Düşmanlarının neler yaptığını ve neler tasarladığını gayet iyi bilen Morgoth şimdi durup sırasını bekledi ve düzenbaz hizmetkarlarının Maedhros’un harekete geçmesini ve düşmanlarının birleşmesini engelleyeceklerine güvenerek, dışarıdan oldukça büyük görünen bir orduyu Hithlum’a gönderdi; hepsi kül rengi giyinmişlerdi, böylece hiç fark edilmeden Anfauglith kumluğu üzerinde oldukça ileri kadar gelmişlerdi.

Bekledikçe Noldor’un yürekleri tutuşmaya başladı ve reisleri hemen düzlüğün üzerinde düşmana saldırmak istediler, ama Húrin buna karşı geldi ve gücü daima göründüğünden büyük, amacı ise gösterdiğinden farklı olan Morgoth’un kurnazlığına karşı tetikte olmalarını emretti. Ve Maedhros’un yaklaştığına dair herhangi bir işaret gelmemesine ve ordunun giderek sabırsızlanmasına karşın, Húrin beklemeyi sürdürmelerini ve Orkların tepelere saldırırken kendi kendilerini yıpratmalarına izin vermelerini emretti.

Ama Morgoth, batıdaki reisine, her ne pahasına olursa olsun, Fingon’u gizlendiği tepelerden hızla aşağıya indirmesini buyurmuştu. Bu yüzden Morgoth’un reisi ordusunu, Eithel Sirion Kalesi’nin surlarından, Rivil’in Serech bataklığına aktığı yere kadar Sirion akıntısının önüne doğru çekip yürüttü; öyle yaklaştılar ki, Fingon’un ordusunun ön saflarındakiler düşmanlarının gözlerini görebiliyorlardı. Ama meydan okumalarına cevap alamadılar; Orklar sessiz surlara ve gizli bir tehditle dolu tepeler baktıkça sataşmaları suskunlukla kesildi. Bunun üzerine Morgoth’un reisi, elçi işareti taşıyan atlılar yolladı ve bunlar Barad Eithel’in surlarının önüne geldiler. Yanlarında Guilin oğlu Gelmir’i getirmişlerdi; bu Nargothrond efendisini Bragollach’da esir almışlar ve kör etmişlerdi. Surların önünde Angband habercileri onları gösterip bağırdılar: “Geldiğimiz yerde onun gibilerinden çok var, ama onları sağ salim bulmak istiyorsanız acele edin, çünkü döndüğümüzde hepsinin işini aynen böyle bitireceğiz.” Ve Elflerin gözü önünde, Gelmir’in önce ellerini ve ayaklarını, en son da başını kesip, öylece bıraktılar.

Talihin kötü bir oyunuyla, Gelmir’in kardeşi, Nargothrondlu Gwindor tam da surların o kısmında duruyordu. Öfkesinden kudurmuş gibiydi; derhal atına atlayıp, yanına çok sayıda atlıyı da katıp habercilerin peşine düştü ve onları katletti, ardından da esas ordunun ortasına doğru ilerledi. Buna şahit olan Noldor ordusu galeyana gelmişti, böylece Fingon da beyaz miğferini takıp borularını öttürdü ve Hithlum’un bütün ordusu tepelerden aşağıya doğru ani bir saldırıya geçti. Noldor kılıçlarının çekilişiyle ortaya çıkan ışık, kamış tarlasındaki yangın gibiydi; saldırıları öyle korkunç ve hızlı olmuştu ki, az kalsın Morgoth’un planları bozulacaktı. Batı tarafına gönderdiği ordu daha güçlenemeden silinip gitti ve Fingon’un sancakları Anfauglith’ten geçip Angband duvarları önünde göğe yükseldi. Bu savaşın başından beri Gwindor ve Nargothrondlu Elfler en önde gitmişlerdi ve şimdi dahi onların önüne geçmenin imkanı yoktu; kapıya doğru fırlayıp, Angaband’ın tam içine giren merdivenlerindeki muhafızları yere serdiler ve o an Morgoth, kapılarına indirdikleri darbeleri duyarak yer altındaki tahtında titredi. Ama işte orada tuzağa düşürüldüler ve Gwindor dışında hepsi birden can verdiler, çünkü Fingon yardımlarına gelemedi. Morgoth, sırasını bekleyen esas ordusunu Thangorodrim’in dört bir yanındaki gizli kapılardan dışarıya çıkardı ve Fingon büyük kayıplar vererek duvarların önünden püskürtüldü.

Savaşın dördüncü gününde, Anfauglith düzlüğü üzerinde Nirnaeth Arnoediad, yani Sayısız Gözyaşı Savaşı başladı; sayısızdı, çünkü hiçbir şarkı ve hiçbir hikaye burada yaşanan kederi bütünüyle anlatamaz, aktaramaz. Fingon’un ordusu kumluğun üzerine geri çekildi ve birliğin gerisini savunan Haladın’in efendisi Haldir bu sırada katledildi; onunla birlikte çok sayıda Brethilli insan da öldü ve bir daha asla ormanlara dönemediler. Ama beşinci gün gece çökerken, hala Ered Wethrin’in oldukça uzağındalarken, Orklar Hithlum ordularını kuşatmışlardı; sabaha kadar savaştılar ve daha da yaklaşıp sıkıştırdıkça sıkıştırdılar. Sabahleyin, Gondolin’in büyük ordusuyla ilerleyen Turgon’un boruları umutları canlandırdı, çünkü Sirion Geçidi’ni korumak üzere güneye doğru konumlandırılmışlardı ve Turgon halkının büyük bir kısmını alelacele saldırıya girişmesini engellemişti. Şimdi kardeşine yardım etmek için koşturuyordu; Gondolindrim güçlüydü ve zırh kuşanmıştı ve orduları çelikten bir nehir gibi güneşte parlıyordu.

Şimdi Kral’ın mızraklı ve kalkanlı askerleri Ork saflarını yarıp geçtiler ve Turgon baltasını savura savura kardeşinin yanına kadar gitti; derler ki Fingon’un yanında duran Húrin ile Turgon’un buluşması savaşın ortasına yaşanan bir sevinç olmuştu. Böylece Elflerin yüreklerindeki umut tazelendi ve işte tam o anda, sabahın üçüncü saatinde, nihayet Maedhros’un borularının sesi doğudan doğru kulaklarına geldi ve Fëanor’un oğullarının bayrakları düşmana arkadan hücum etti. Bazıları, bütün orduların sadakatlerini kanıtladıklarını Elf güçlerinin aslında o günü kazanabileceklerini iddia eder, çünkü Orklar sersemlemiş, saldırılarının önü kesilmişti ve hatta dönüp kaçmaya başlamışlardı. Ama Maedhros’un öncü kuvveti Orkların üzerine yürümeye başladığında Morgoth elindeki son kozu oynadı ve Angband bomboş kaldı. İşte bu birlik kurtlardan ve kurtbinicilerinden, Balroglardan ve ejderlerden ve ejderlerin atası Glaurung’dan oluşuyordu. Koca Solucan’ın gücü ve saçtığı dehşet şimdi gerçekten esaslıydı ve Elfler ile İnsanlar onun önünde eriyip gittiler; o da Maedhros’un ordusu ile Fingon’unkinin arasına girerek onları dağıttı.

Ama Morgoth zaferi ne kurtla, ne Balrogla, ne de ejderlerle kazandı; zaferin esas sebebi İnsanların ihanetiydi. Zaten o anda lanetlenmiş Ulfang’ın sahtekarlıkları açığa çıktı. Doğuluların pek çoğu, kalpleri yalanlar ve korkuyla dolmuş bir halde dönüp kaçtı, ama Ulfang’ın oğulları aniden Morgoth’un tarafına geçi ve Fëanor’un oğullarına arkadan saldırıp yarattıkları karmaşadan istifade ederek Maedhros’un sancağına iyice yanaştılar. Morgoth’un onlara vaat ettiği ödülün keyfini süremediler, çünkü Maglor ihanetin elebaşı olan Uldor’u öldürdü; Bór’un oğulları da kendileri düşmeden önce Ulfas ile Ulwarth’ın hakkından geldiler. Ama bu kez de Uldor’un çağırıp doğudaki tepelerde gizlediği kötü insanlardan oluşan yeni birlikle saldırıya geçtiler ve Maedhros’un ordusu bu kez üç taraftan saldırıya uğrayıp birliğini yitirdi; dört bir yana dağıldı.

Tüm doğu gücü içinde sağ salim kalan tek birlik Belegostlu Cüceler oldu; zaten böyle nam saldılar. Çünkü Naugrim ateşe karşı Elflerden ve İnsalardan daha fazla mukavemet gösterebilirdi, ayrıca korkutucu görünmek için savaşta koca koca maskeler takmak onların adetiydi, bu da ejderlere karşı daha dayanıklı olmalarını sağladı. Eğer onlar olmasaydı, Glaurung ve onun dölü olan ejderler Noldor’dan geriye kalanları yeryüzünden silerdi. Ama tam kendilerine saldırdığında ejderin etrafını kuşattılar ve onun güçlü kuvvetli zırhı dahi Naugrim’in müthiş baltalarının darbelerine karşı korunaklı değildi; Glaurung öfke içinde dönüp Belegost’un efendisi Azaghâl’ı yere serip üzerinde sürünürken, Azaghâl son bir gayretle bıçağını ejderin karnına sokuverdi; Glaurung öyle bir yara aldı ki savaş meydanını terk edip kaçtı ve Angband’ın canavarları da dehşete kapılmış bir halde peşinden seğirttiler. Sonra Cüceler Azaghâl’ın bedenini kaldırıp uzağa taşıdılar ve sanki kendi topraklarında düzenledikleri bir cenaze törenindelermişcesine meftanın arkasından pek sesle ağıtlar söyleyip ağır ağır yürüdüler; artık düşmanlarıyla alakalarını kesmişlerdi, zaten kimse de çıkıp onları durdurmaya cesaret edemedi.

Ama o sırada batıdaki savaşta düşman Fingon ile Turgon’un elinde kalan birliğin üç katı bir güçle saldırıyordu. Anband’ın yüce reisi, Balrogların Efendisi Gothmog gelmişti; Kral Fingon’u kuşatıp, Turgon ve Húrin’i Serech Bataklığına iterek Elf ordularına kara bir bıçak gibi girdi. Sonra Fingon’un üzerine yürüdü. Bu korkunç bir kapışma oldu. Sonunda Fingon, yanıda cansız yatan muhafızıyla tek başına kalakaldı ve başka bir Balrog arkasından yanaşıp da etrafına ateşten bir kamçı atana dek Gothmog ile dövüştü. Sonra Gothmog kara baltasını tepesine indirdi ve Fingon’un yarılan miğrefinden beyaz bir alev fışkırdı. Noldor’un Yüce Kralı işte böyle düştü.

Savaş meydanı kaybedilmişti ama Húrin, Huor ve Haldor hanedanından geriye kalanlar Gondolinli Turgon’un yanında dimdik ayaktaydılar ve Morgoth’un ordusu henüz Sirion Geçidi’ni zaptedememişti. Bu sırada Húrin Turgon’un yanına gidip şöyle dedi: “Gidin şimdi efendim, henüz vakit varken! Çünkü Eldar’ın son umudu sizde yaşıyor ve Gondolin dayandıkça, Morgoth yüreğinde hala korku nedir bilecektir.”

Ama Turgon şöyle yanıt verdi: “Artık Gondolin uzun süre saklı kalamaz ve keşfedildiğinde yıkılmak zorunda.”

Bunun üzerine Huor konuştu ve şöyle dedi: “Sadece kısa bir süre hayatta kalsa bile, hanedanınız Elflere ve İnsanlara umut dağıtacaktır. Bunu size, efendim, ölümün gözleriyle söylüyorum: Burada sonsuza dek ayrılsak ve beyaz duvarlarınıza bir kez daha bakamasam dahi, sizden ve benden yeni bir yıldız yükselecektir. Uğurlar olsun!”

Ve onların yanında duran Turgon’un kız kardeşinin oğlu Maeglin bu sözleri duydu ve asla unutmadı.

Bunun üzerine Turgon, Húrin ile Huor düşünüp taşınıp, Gondolin ordusundan ve Fingon ‘un halkından geriye kalanları çağırıp ellerinden geldiğince toparladılar ve Sirion Geçidi’ne doğru çekildiler; reisler Ecthelion ve Glorfindel, düşmanın geçişini önlemek üzere sağ ve sol kanatları savundular. Húrin’le Huor’un arzusu üzerine, Dor-lóminli İnsanlar birliğin arka savunmasını devraldılar, çünkü yürekleri Kuzey diyarını terk etmek istemiyordu ve yurtlarını geri kazanamasalar bile sonuna dek dayanacaklardı. Böylece Uldor’un ihanetinin kusuru kapatıldı ve İnsanların atalarının Eldar’ın yararı için savaş meydanlarında yaptıkları içinde, Dor-lóminli İnsanların son direnişi en fazla adı geçen oldu.

Böylece Turgon, Húrin’le Huor’un koruduğu bölgeye ulaşana dek dövüşerek Sirion’un aşağısına geçti ve kaçtı; kendini dağlara vurup Morgoth’un gözünden saklandı. Ama kardeşler Hador hanedanından geriye kalan İnsanları etraflarına topladılar ve adım adım geri çekildiler; bu şekilde Serech Bataklığı’nın arkasına kadar geldiler ve Rivil akıntısını önüne aldılar. Orda kaldılar ve geçit vermediler.

Bunun üzerine Angband’ın bütün orduları karşılarına yığıldı ve akıntının üzerinden ölüleriyle bir köprü kurup bir kayanın etrafında toplanan bir dalga gibi Hithlum’dan geriye kalanların etrafını çevirdiler. Altıncı günde güneş batıya yönelip Ered Wethrin’in gölgesi koyulurken Huor gözüne giren zehirli bir okla devrildi ve Hador’un bütün insanları katledilerek onun etrafına yığıldılar; Orklar onların başını uçurup, gün batımında altın bir tepecik gibi üst üste yığdılar.

Hepsinin ardından Húrin tek başına sağ kaldı. Sonra kalkanını bir kenara fırlatıp baltasını iki eliyle kavradı; baltasının, düşüp gidene kadar Gothmog’un troll muhafızlarının kanıyla tüttüğü ve Húrin’in her can alışında “Aurë entuluva!Gün yeniden doğacak!” diye bağırdığı anlatılır şarkılarda. Húrin bu çığlığı tam yetmiş kez atmış, ama Morgoth’un emri üzerine onu canlı olarak yakalamışlar, çünkü Orklar elleriyle onu sımsıkı tutmuşlar, ama ona yapışan ellerini bile kesip atmış ve kesip attığı ellerin sayısı kabardıkça kabarmış, nihayet bu kalabalığın altında kalmış. Bunun üzerine Gothmog onu bağlamış ve alay ederek Angband’a kadar sürüklemiş

Böylece güneş denizin ötesinde batarken sona erdi Nirnaeth Arnoediad. Hithlum’a gece çöktü ve Batı’dan rüzgarla birlikte müthiş bir fırtına geldi.


-Angband Askerleri:
Öncü Birlik: 100.000 Ork
Merkez: 300.000 Ork
Takviye: 100.000 Ork ayrıca Balroglar, Ejderler, Troller, Kurtlar ve Kurt binicleri

Maedhros Birliği:

-Batı Kanadı:
Fingon’un ordusu: 56.000 Elf
Hithlumda ki Noldor: 20.000 Elf
Dor-lómin askerleri: 15.000 İnsan
Falas: 5.000 Cirdan’ın Elfleri
Nargothrond: 1.000 Elf
Brethil: 2.000 Haleth İnsanı
Gondolin: 10.000 Elf

-Doğu Kanadı:
Maedhros’un ordusu: 60.000 Elf
Fëanor’un oğulları: 15.000 Elf
Bór’lu İnsanlar: 10.000 İnsan
Ulfanglı İnsanlar: 15.000 İnsan
Yeşil Elfler: 5.000 Elf
Cüceler: 15.000 Cüce