"Topraktaki bir oyukta bir hobbit yaşardı.Solucan kuyruklarıyla ve sulu çamur kokusuyla dolu,iğrenç,pis,ıslak bir oyuk değil, oturacak veya yemek yiyecek bir yeri olmayan kuru, çıplak, kumlu bir oyuk da değil: Bir hobbit kovuğuydu ve bu da konfor demekti."
Tolkien'in kaleminden Çıkın Çıkmazı
Bilbo Baggins'in, Shire'daki Batıdirhem'de bulunan Hobbitköy'ün içerisindeki evidir.Çıkın Çıkmazı, Suyun yakınında,tepenin kenarına inşa edilmiş geniş bir hobbit eviydi.Tepenin altında ise daha küçük olan hobbit evleri,Çıkınsaçması Sıraoyukları bulunuyordu.
Çıkın Çıkmazı’nın yuvarlak kapısı yeşil renkteydi ve ortasında pirinç bir tokmak bulunmaktaydı.Dış kapı gibi, oyuğun içerisinde bulunan kapılar ve pencereler de yuvarlak şekilliydi.Ana hol bir tünel gibi kazılmıştı ve her iki kenarında da kapılar bulunuyordu.Sol taraftaki odalar, diğerlerine göre daha iyiydi zira bu odaların pencereleri bahçeye ve ötesine bakmaktaydı.Tüm odalar aynı katta bulunuyordu.Çıkın Çıkmazı’nda yatak odaları,banyolar,kilerler,gardıroplar,mutfaklar,yemek odaları ve bir tane de çalışma odası bulunuyordu.Odalar çok şık ve rahat bir şekilde döşenmişti.Duvarlar lambri ile, zemin ise tuğla ile döşeliydi ve üzerine halılar serilmekteydi.
Çıkın Çıkmazı Bilbo’nun babası Bungo Baggins tarafından,Güzellergüzeli Took için yaptırılmıştı.Üçüncü Çağ 2934’te Bilbo’nun annesi ölünce,Gri Gandalf gelene kadar Bilbo Çıkın Çıkmazı’nda huzur içinde yaşadı.Bilbo Shire’a geri döndüğünde kendisinin ölü ilan edildiğini, Torbaköylü Bagginsler’in Çıkın Çıkmazı’nın odalarını incelediğini ve eşyalarının satışa çıkarıldığını gördü.Torbaköylü Bagginsler Bilbo’yu görünce büyük bir hayal kırıklığı yaşadılar ve oradan çıkıp gittiler.
Hobbit demiş ki
Böylece köprünün üzerinden ve nehrin yanındaki değirmenin yanından geçip, Bilbo’nun kapısının önüne geldiler.
“Vay başıma gelen! Neler oluyor?” diye haykırdı. Büyük hengame ve saygın yada saygın olmayan türlü türlü kimseler kapının oraya toplanmıştı ve pek çoğu girip çıkıyordu –Bilbo’nun tepesi atarak fark ettiği üzere, ayaklarını paspasa bile silmeden.
Bilbo şaşırdıysa, onlar daha da şaşırmıştı. Bilbo bir açık arttırmanın ortasında dönmüştü! Kapıya asılmış siyah ve kırmızı renkli büyük duyuru, 22 Haziran tarihinde, Messrs Grubb, Grubb ve Burrowes’in Çıkın Çıkmazı, Tepealtı, Hobbitköy adresinde ikamet etmiş olan merhum Bilbo Baggins Beyefendi’nin eşyalarını açık arttırma marifetiyle satacağını duyuruyordu. Satış tam saat onda başlayacaktı. Vakit artık öğle yemeğine yaklaşmış ve eşyaların çoğu hiç yokla çok ucuz fiyatlara satılmıştı (böyle açık arttırmalarda bu pek de alışılmamış bir şey değildi).Bilbo’nun kuzenleri Torbaköylü Bagginsler aslında kendi mobilyalarının sığıp sığmayacağını görmek üzere odaları ölçmekteydiler.Uzun sözün kısası Bilbo “Ölü Varsayılmıştı” ve bu varsayımın yanlış olduğunu öğrendiği için üzüldüğünü söyleyen herkes bu duygusunda samimi değildi.
Bay Bilbo Baggins’in dönüşü hem Tepe’nin altında hem de Tepe’nin ve Nehir’in öteki kıyısında büyük bir karışıklık yarattı, kolay kolay da unutulmadı. Aslı istenirse, hukuki sıkıntılar yıllarca sürdü.Bay Baggins’in diri olduğunun kabul edilmesi bile epey uzun zaman aldı.Satışta malları çok ucuza kapatan kişilerin ikna edilmesi epey zor oldu, sonunda zaman kazanmak için kendi mobilyalarının büyük bir bölümünü tekrar satın almak zorunda kaldı.Gümüş kaşıkların çoğu esrarengiz bir biçimde kaybolmuş ve bir daha bulunamamıştı.Şahsen Bilbo Torbaköylü Bagginslerden şüpheleniyordu.Onların tarafı geriye dönen Baggins’in asla hakiki kişi olduğunu kabul etmediler ve Bilbo’yla bir daha araları düzelmedi.Onun şirin hobbit kovuğunda oturmayı o kadar çok istemişlerdi ki.
“Vay başıma gelen! Neler oluyor?” diye haykırdı. Büyük hengame ve saygın yada saygın olmayan türlü türlü kimseler kapının oraya toplanmıştı ve pek çoğu girip çıkıyordu –Bilbo’nun tepesi atarak fark ettiği üzere, ayaklarını paspasa bile silmeden.
Bilbo şaşırdıysa, onlar daha da şaşırmıştı. Bilbo bir açık arttırmanın ortasında dönmüştü! Kapıya asılmış siyah ve kırmızı renkli büyük duyuru, 22 Haziran tarihinde, Messrs Grubb, Grubb ve Burrowes’in Çıkın Çıkmazı, Tepealtı, Hobbitköy adresinde ikamet etmiş olan merhum Bilbo Baggins Beyefendi’nin eşyalarını açık arttırma marifetiyle satacağını duyuruyordu. Satış tam saat onda başlayacaktı. Vakit artık öğle yemeğine yaklaşmış ve eşyaların çoğu hiç yokla çok ucuz fiyatlara satılmıştı (böyle açık arttırmalarda bu pek de alışılmamış bir şey değildi).Bilbo’nun kuzenleri Torbaköylü Bagginsler aslında kendi mobilyalarının sığıp sığmayacağını görmek üzere odaları ölçmekteydiler.Uzun sözün kısası Bilbo “Ölü Varsayılmıştı” ve bu varsayımın yanlış olduğunu öğrendiği için üzüldüğünü söyleyen herkes bu duygusunda samimi değildi.
Bay Bilbo Baggins’in dönüşü hem Tepe’nin altında hem de Tepe’nin ve Nehir’in öteki kıyısında büyük bir karışıklık yarattı, kolay kolay da unutulmadı. Aslı istenirse, hukuki sıkıntılar yıllarca sürdü.Bay Baggins’in diri olduğunun kabul edilmesi bile epey uzun zaman aldı.Satışta malları çok ucuza kapatan kişilerin ikna edilmesi epey zor oldu, sonunda zaman kazanmak için kendi mobilyalarının büyük bir bölümünü tekrar satın almak zorunda kaldı.Gümüş kaşıkların çoğu esrarengiz bir biçimde kaybolmuş ve bir daha bulunamamıştı.Şahsen Bilbo Torbaköylü Bagginslerden şüpheleniyordu.Onların tarafı geriye dönen Baggins’in asla hakiki kişi olduğunu kabul etmediler ve Bilbo’yla bir daha araları düzelmedi.Onun şirin hobbit kovuğunda oturmayı o kadar çok istemişlerdi ki.
Torbaköylü Bagginsler
Bilbo 2989’da Frodo’yu yanına alana dek Çıkın Çıkmazı’nda tek yaşadı.Bilbo 3001’de Shire’dan ayrıldı ve Çıkın Çıkmazı’nı Frodo’ya bıraktı.Frodo Yüzük’ü yok etmek için yola çıkmadan önce Çıkın Çıkmazı’nı Lobelia Baggins’e sattı ve oradan aldığı parayla Çukurçay’da küçük bir ev satın aldı.Frodo 23 Eylül 3018’de Çıkın Çıkmazı’ndan ayrıldı.
Yüzüklerin Efendisi Yüzük Kardeşliği demiş ki
Bir
yaz akşamı, Sarmaşık Çalısı ile Yeşil Ejderha'ya şaşırtıcı bir haber
ulaştı. Shire'ın sınırlarında boy gösteren devler ve diğer alâmetler,
çok daha önemli bir konu nedeniyle unutuldu: Bay Baggins Çıkın
Çıkmazı'nı satıyordu, hatta satmıştı bile - hem de Torbaköylü
Bagginsler'e!
"Hemi de iyi paraya," dedi bazıları. "Yok pahasına," dedi diğerleri, "alıcı Bayan Lobelia olunca böylesi beklenir zaten." (Otho birkaç yıl önce 102 yaşında, olgun ve dolgun ama hayal kırıklığı içinde bir hobbit olarak hayata gözlerini yummuştu.)
Bay Frodo'nun o güzelim oyuğunu neden sattığı ise, fiyatından daha çok tartışma konusuydu. Birkaç kişi Frodo'nun parasının tükenmekte olduğuna dair -Bay Baggins'in de imalar yoluyla desteklediği-bir teoriye inanıyordu: Hobbitköy'ü terk edecek, satışın geliriyle Erdiyarı'ndaki Brandybuck akrabalarının yanında sakin bir yaşam sürecekti. "Torbaköylü Bagginsler'den mümkün olduğu kadar uzakta," diye ekliyordu bazıları buna. Fakat Çıkın Çıkmazı'ndaki Bagginsler'in muazzam bir servete sahip olduğu fikri kafalarda öylesine yer etmişti ki, çoğunluk bu teoriye bir türlü inanamıyordu; kendi hayal güçlerinin yarattığı, mantıklı veya mantıksız herhangi bir şeye inanmak buna inanmaktan daha kolaydı: Çoğunun hayal gücü de, bu olayı Gandalf’ın mesnedi henüz ortaya çıkmamış karanlık bir dalaverası olarak yorumluyordu. Sessiz sedasız oturup gündüzleri hiç ortaya çıkmadığı halde, herkes onun "Çıkın Çıkmazı'nda saklandığı"ndan haberdardı. Fakat, bu yer değişikliğinin büyücülük tertiplerine ne ölçüde bağlı olduğu bir yana, kesin olan bir gerçek vardı: Frodo Baggins, Erdiyarı'na geri dönmekteydi.
"Evet, bu sonbaharda taşınacağım," diyordu. "Merry Brandybuck bana küçük bir oyuk, ya da belki küçük bir ev bulacak.
Aslında Merry'nin yardımıyla Erşehir'in gerisindeki Çukurçay'ın kırlarında küçük bir ev seçip almıştı bile.
"Hemi de iyi paraya," dedi bazıları. "Yok pahasına," dedi diğerleri, "alıcı Bayan Lobelia olunca böylesi beklenir zaten." (Otho birkaç yıl önce 102 yaşında, olgun ve dolgun ama hayal kırıklığı içinde bir hobbit olarak hayata gözlerini yummuştu.)
Bay Frodo'nun o güzelim oyuğunu neden sattığı ise, fiyatından daha çok tartışma konusuydu. Birkaç kişi Frodo'nun parasının tükenmekte olduğuna dair -Bay Baggins'in de imalar yoluyla desteklediği-bir teoriye inanıyordu: Hobbitköy'ü terk edecek, satışın geliriyle Erdiyarı'ndaki Brandybuck akrabalarının yanında sakin bir yaşam sürecekti. "Torbaköylü Bagginsler'den mümkün olduğu kadar uzakta," diye ekliyordu bazıları buna. Fakat Çıkın Çıkmazı'ndaki Bagginsler'in muazzam bir servete sahip olduğu fikri kafalarda öylesine yer etmişti ki, çoğunluk bu teoriye bir türlü inanamıyordu; kendi hayal güçlerinin yarattığı, mantıklı veya mantıksız herhangi bir şeye inanmak buna inanmaktan daha kolaydı: Çoğunun hayal gücü de, bu olayı Gandalf’ın mesnedi henüz ortaya çıkmamış karanlık bir dalaverası olarak yorumluyordu. Sessiz sedasız oturup gündüzleri hiç ortaya çıkmadığı halde, herkes onun "Çıkın Çıkmazı'nda saklandığı"ndan haberdardı. Fakat, bu yer değişikliğinin büyücülük tertiplerine ne ölçüde bağlı olduğu bir yana, kesin olan bir gerçek vardı: Frodo Baggins, Erdiyarı'na geri dönmekteydi.
"Evet, bu sonbaharda taşınacağım," diyordu. "Merry Brandybuck bana küçük bir oyuk, ya da belki küçük bir ev bulacak.
Aslında Merry'nin yardımıyla Erşehir'in gerisindeki Çukurçay'ın kırlarında küçük bir ev seçip almıştı bile.
Yüzük Savaşları sonrasında Saruman, Shire'a yolculuk yaptı, Lotho Baggins ve diğerleriyle temas kurdu. Saruman burada, Isengard'ın yıkılışının intikamını almak için hobbitlerin memleketini yok etmeyi hedefliyordu. Lobelia'yı tutuklayıp, Lotho'yu öldürterek Çıkın Çıkmazı'na yerleşti. Frodo geri döndüğünde Saruman'a Shire'ı terketmesini emretti. Saruman Çıkın Çıkmazı'ndan ayrıldığı sırada Gríma tarafından öldürüldü.
Lobelia Kilitlidelikler’den çıktıktan sonra Çıkın Çıkmazı’nı tekrar Frodo’ya verdi. Çıkın Çıkmazı, yeniden eski konfor ve ferahlığını sağlayacak şekilde restore edildi.
Yüzüklerin Efendisi Kralın Dönüşü demiş ki
Sonra
sırada Lobelia vardı. Zavallıcık, onu karanlık ve dar hücresinden
kurtardıklarında çok yaşlı ve zayıf görünüyordu. Kendi ayaklan üzerinde
ağır aksak yürümekte ısrar etti; Frodo'nun koluna yaslanmış, ama yine de
eski şemsiyesini elinden bırakmadan dışan çıktığında o kadar büyük bir
sevgiyle karşılandı, göründüğünde o kadar çok tezahürat yapılarak
alkışlandı ki, çok etkilendi ve gözyaşları içinde uzaklaştı. Daha önce
hayatı boyunca hiç gözde birisi olmamıştı. Fakat Lotho'nun
öldürülmesiyle ilgili haberi duyunca yıkıldı ve Çıkın Çıkmazı'na geri
dönmedi. Burasını Frodo'ya geri verdi ve Kemerlikuşaklar'da
Sertşişe'deki akrabalarının yanına gitti.
Lobelia Baggins
3020 yılının Mayıs ayında Frodo, Sam ile Gül Pamuk’u Çıkın Çıkmazı’na yerleşmeleri için davet etti.
Yüzüklerin Efendisi Kralın Dönüşü demiş ki
Sam
ilk başlarda Frodo ile birlikte Pamuk'larda kalmıştı; ama Yeni
Sıraevler biter bitmez Babalık'ın yanına taşındı. Bütün işlerinin
yanısıra Çıkın Çıkmazı'nın temizlenmesi ve restorasyon işlerini de idare
ediyordu; ama sık sık ağaç dikim işleri için Shire'da yolculuk
yapıyordu. Yani martın ilk günlerinde evde değildi ve Frodo'nun
hastalandığından haberi olmadı. O ayın on üçünde Çiftçi Pamuk Frodo'yu
yatağında yatarken buldu; boynunda asılı duran beyaz bir taşı
avuçlamıştı ve sanki bir rüya içindeydi.
"Sonsuza kadar gitti," dedi, "artık her şey karanlık ve boş."
Fakat nöbet geçti; Sam ayın yirmi beşinde geri döndüğünde Frodo iyileşmişti ve kendisi hakkında hiçbir şey söylemedi. Bu arada Çıkın Çıkmazı hale yola girmiş ve Merry ile Pippin Çukurçay'dan bütün mobilyaları ve eşyaları taşımışlar, böylece delik kısa bir süre sonra eski halini almıştı.
Sonunda her şey hazır olunca Frodo şöyle dedi: "Ne zaman yanıma taşınıp bana katılacaksın Sam?"
Sam biraz garip bakıyordu.
"Eğer istemiyorsan hemen gelmene gerek yok," dedi Frodo. "Ama biliyorsun Babalık yakınlarda, sonra Dulhanım Gurultu ona gayet iyi bakar."
"Mesele o değil Bay Frodo," dedi Sam ve kıpkırmızı kesildi.
"Ee, ne öyleyse?"
"Gül, Gül Pamuk," dedi Sam. "Belli ki benim dışarılara gitmemden hiç hoşlanmamış zavallı kızcağız; fakat onunla konuşmamış olduğum için bunu bana söyleyememişti. Ben de onunla konuşmamıştım çünkü önce yapmam gereken bir iş vardı. Ama artık konuştum; diyor ki: 'Zaten bir yılı boşu boşuna geçirdin, niye daha fazla bekleyelim?' 'Boşu boşuna mı?' deyiverdim ben de. 'Ben olsam öyle demezdim.' Yine de ne demek istediğini anladım tabii. Anlayacağınız, ikiye bölündüm."
"Anladım," dedi Frodo: "Evlenmek istiyorsun ama aynı zamanda benimle birlikte Çıkın Çıkmazı'nda oturmak istiyorsun, öyle mi? Ama Sam'ciğim, bu çok kolay! En kısa zamanda evlen, sonra da Gül ile birlikte buraya taşının. Çıkın Çıkmazı koca bir aileyi rahat rahat barındıracak kadar büyük."
Ve böylece her şey yoluna konmuştu. Sam Gamgee Gül Pamuk ile 1420 yılının (bu yıl düğünleriyle de ünlüydü) baharında evlendi ve Çıkın Çıkmazı'nda yaşamaya başladılar. Sam kendisini şanslı hissediyorsa, Frodo daha da şanslı hissediyordu; çünkü koca Shire'da onun kadar ihtimamla bakılan başka bir hobbit yoktu.
"Sonsuza kadar gitti," dedi, "artık her şey karanlık ve boş."
Fakat nöbet geçti; Sam ayın yirmi beşinde geri döndüğünde Frodo iyileşmişti ve kendisi hakkında hiçbir şey söylemedi. Bu arada Çıkın Çıkmazı hale yola girmiş ve Merry ile Pippin Çukurçay'dan bütün mobilyaları ve eşyaları taşımışlar, böylece delik kısa bir süre sonra eski halini almıştı.
Sonunda her şey hazır olunca Frodo şöyle dedi: "Ne zaman yanıma taşınıp bana katılacaksın Sam?"
Sam biraz garip bakıyordu.
"Eğer istemiyorsan hemen gelmene gerek yok," dedi Frodo. "Ama biliyorsun Babalık yakınlarda, sonra Dulhanım Gurultu ona gayet iyi bakar."
"Mesele o değil Bay Frodo," dedi Sam ve kıpkırmızı kesildi.
"Ee, ne öyleyse?"
"Gül, Gül Pamuk," dedi Sam. "Belli ki benim dışarılara gitmemden hiç hoşlanmamış zavallı kızcağız; fakat onunla konuşmamış olduğum için bunu bana söyleyememişti. Ben de onunla konuşmamıştım çünkü önce yapmam gereken bir iş vardı. Ama artık konuştum; diyor ki: 'Zaten bir yılı boşu boşuna geçirdin, niye daha fazla bekleyelim?' 'Boşu boşuna mı?' deyiverdim ben de. 'Ben olsam öyle demezdim.' Yine de ne demek istediğini anladım tabii. Anlayacağınız, ikiye bölündüm."
"Anladım," dedi Frodo: "Evlenmek istiyorsun ama aynı zamanda benimle birlikte Çıkın Çıkmazı'nda oturmak istiyorsun, öyle mi? Ama Sam'ciğim, bu çok kolay! En kısa zamanda evlen, sonra da Gül ile birlikte buraya taşının. Çıkın Çıkmazı koca bir aileyi rahat rahat barındıracak kadar büyük."
Ve böylece her şey yoluna konmuştu. Sam Gamgee Gül Pamuk ile 1420 yılının (bu yıl düğünleriyle de ünlüydü) baharında evlendi ve Çıkın Çıkmazı'nda yaşamaya başladılar. Sam kendisini şanslı hissediyorsa, Frodo daha da şanslı hissediyordu; çünkü koca Shire'da onun kadar ihtimamla bakılan başka bir hobbit yoktu.
Frodo 3021 yılında Orta Dünya’dan ayrılmadan önce Çıkın Çıkmazı’nı ve içindekileri Sam’e ve Sam’in torunlarına bıraktı.Daha sonra üç nesil boyunca Sam’in neslinden gelenler(Bahçıvanlar olarak anılıyorlardı) Çıkın Çıkmazı’nda yaşadılar.
Çıkın Çıkmazı'nın bir haritası