Dagor Dagorath

Dagor Dagorath

Fionwë ve Vaların çocukları Valmar'a dönünce, tanrılar yargılarını açıkladılar: uzak diyarlar İnsanlara, dünyanın daha genç çocuklarına bırakılacak; ama Elflere Batı’nın kapıları açılacaktı. Şayet, onlar geri dönmeyip, insanların dünyasına yerleşirlerse; yavaşça solacak ve düşeceklerdi. İnsanlar ve elflerin birbirlerine yabancılaşması ve ayrılması, Morgoth'un yaptıklarının ve yalanlarının en acı ve ağır meyvesiydi. Bir süre için, Morgoth'un orkları ve kalan ejderhaları dünyanın karanlık köşlerinde korku saçmaya devam ettiler; fakat ölümlü insanların cesaretiyle bunlarda bir son buldu.

Morgoth ise, sürekli bir gardiyanın beklediği sonsuz gecenin kapısının ardındaki boşluğa, dünyanın duvalarının ötesine hapsedilmişti; ve Eärendil gökyüzünün surları üzerinde orayı izliyordu. Yine de Melkor'un - yüce ve lanetlenmiş Moeleg'in, korkunç karanlık güç Morgoth Bauglir'in- yalanlarının etkisi insan ve elflerin kalplerinde henüz tamamen bitmemişti, zira tanrılar öldürülemezdi ve böylece sonraki günlerde de şeytani işlerine devam edecekti. Bazıları Morgoth'un gizlice, görülmeyen veya hissedilemeyen, ama yine de zehirli bir bulut gibi süzülüp Duvarları aşarak, dünyayı ziyaret ettiğini söyler; diğerleriyse bunun Dehşet Savaşı'ndan kaçan ve karanlık yerlere yerleşip, insanları karanlık işleri için baştan çıkaran, Morgoth'un hizmetkarlarının en yücesi ve şeytanisi olan Sauron'un kara gölgesi olduğunu söyler.

Tanrıların zaferinden sonra, Eärendil cennetin sahillerinde suya açılmaya devam etti, ama gökyüzünde güneş onu yakıyor, ay onu takip ediyordu. Böylece Valar, onun beyaz gemisi Vingelot'u alarak, içini aydınlıkla doldurdular ve onu kutsadılar; ve onu gecenin kapısına doğru yola çıkardılar. Ve alnında Silmaril'i taşıyan, Eärendil yıldızsız enginlerde, dünyanın gerisindeki karanlıklarda parlak ve göçmen bir yıldız olarak yol almaya başladı. Gökyüzünün denizcisi, dünyanın sınırları üzerinde Morgoth'u izlemeye devam etti, ve zaman zaman tanrıların yanına, güneş ve ayın rotalarının ötesinde bütün yıldızlardan daha parlak olarak geri döndü. Böylece Valinor düzlüklerindeki Son Savaş'ı görene dek yol almaya devam etti.

Ve böylece kehanetini bildirdi Mandos, Valmar'da tanrılar yargılarını söylerken, ve bu bir söylenti olarak batının elfleri arasında fısıldandı: dünya yaşlanıp, tanrılar yorgun düştüğünde, Morgoth Sonsuz Gecenin Kapısından geri dönecekmiş, ve güneşi ve ayı yok edecekmiş; ama Eärendil beyaz bir alev olarak onun üzerine gidecek ve onu göklerden sürecekmiş. Ve sonrasında son savaş Valinor düzlüklerinde olacakmış. O gün, Tulkas Melkor'un karşısına çıkacakmış. Ve sağ yanında Fionwë duracakmış, ve sol yanında da Hurin oğlu, kadersizliğin efendisi, Turin Turambar olacakmış. Ve Melkor'un sonunu Turin'in kara kılıcı getirecekmiş, ve böylece Hurin'in çocuklarının ve tüm insanların intikamı alınmış olacakmış.

Eärendil alçalıp, alev halinden çıkacakmış ve bunun ardından Silmariller deniz, toprak ve havadan geri toplanacakmış. Sonrasında Fëanor üç simarili Yavanna'ya sunacakmış, ve o da bunları kırıp, ateşleriyle iki ağaca tekrar can verecekmiş, ve büyük aydınlık geri gelecekmiş, ve Valinor Dağları düzleştirilecekmiş, ışık böylece tüm dünyaya yayılacakmış. Bu ışıkla tanrılar tekrar gençleşecekmiş,ve elfler uyanacak ve tüm ölüler yerinden kalkacakmış, ve Illuvatar'ın onlarla ilgili tasarısı tamamlanacakmış. Fakat o kehanet, adı tanrıların çocuklarıyla anılan Turin haricinde insanlarla ilgili birşey söylemez.